SEYREKKÖY'ÜN GEÇMİŞİNDEN UFAK BİR KESİT
Memleketimizde araştırılması gereken o kadar çok yer ve o kadar çok konu var ki, buna ne bir ömür yeter ne de bir kişi. Yerel bir araştırmacı olarak bende araştırabildiğim kadarını ortaya koyuyor ve sizlerle paylaşmaya devam ediyorum. İlçemizin Cumhuriyet öncesi tarihi bir arkeolog izlenimiyle Prof. Dr. Ersin Doğer hocamız, Cumhuriyet dönemi tarihi de Gazeteci Oktay Özengin tarafından bir gazeteci olarak kaleme alınmış ve hatta Sayın Özengin bu konuda bir albümde yayınlamıştır. Bu çalışmalar ile ilgili olarak ileri ki günlerde bir makale kaleme alacağım.
Emiralem ve Koyundere'yi araştırmış olmama rağmen söz konusu her iki kitabı yayımladıktan sonra yeni bilgiler elde ettim ve bazı önemli sorulara yıllar sonra başka bir arşivde tesadüfen denk geldiğimde oldu. Kim bilir araştırdıkça, bu tesadüfler artacak. Belki bunu tesadüf olarak değil de daha fazla araştırmaya borçluyuz. Araştırdıkça bilgiler çoğalıyor. Bazı soruların yanıtlarını yıllar sonra bulduğumu ve bu bilgilerinde tarihin akışını değiştirebilecek nitelikte önemli bilgiler olduğunu ifade edebilirim. Bu bilgiler tarihin mecrasını değiştirir mi değiştirmez mi şimdilik bilinmez lakin arşivi karıştırmaya devam ediyorum. Zira bazen ummadığımız bir bilgi, tarihin akışını değiştirebiliyor.
Asarlık ve Seyrekköy (Seyrek diye geçse de bizler halen Seyrekköy alışkanlığı ile devam etmemize rağmen) bu iki semtimizin araştırılması programım çerçevesinde olmasına rağmen, memleketimden uzakta olmak bu araştırmalarıma çok büyük engeller teşkil etse de, zorluklara rağmen, engellere rağmen araştırmaya devam ediyorum. Seyrekköy'ün kökeni 1300 sene öncesine değin dayandığı arkeologlar tarafından iddia edilse de henüz tam bir kesinliğe ulaşabilmiş değiliz. Ancak yüzey araştırmaları 1300-1400'lü yıllara ait tarihi çanak-çömlek izleri köyün ilk yerleşimi hakkında kesin bir bilgi vermektedir. O dönemde köyün eski ismiyle Serek veya Sirek olarak anıldığı düşünülmektedir. 1531 yılında ilk resmi belge ile Seyrekköy'ün mirliva hassı olduğu anlaşılıyor. Mirliva, o dönemde Osmanlı ordusunda bugünkü rütbeyle Tuğgeneral'e denk gelen bir askeri unvan olup, Tuğgeneral'e verilmiş özel bir arazi olduğu bilinmektedir. Ancak mirlivayı sancakbeyi olarak düşünürsek o halde sancakbeyi, vali yardımcısı gibi bir unvan olup (il ile ilçe arasındaki yerleşme sancak diye geçer) yine devlet kademesinden önemli birine ait özel yer olarak düşünülebilir. O dönemde köyün nüfusu 132 kişidir. Kime ait olduğu yönündeki araştırmalarımız sürüyor.
Prof. Dr. Ersin Doğer hocadan öğrendiğimiz üzere, 1668 yılında nüfus 380 kişiye çıkar. 1890 yılında ise 523 kişiye yükselir. Hatta 1927'deki Cumhuriyet döneminin ilk nüfus sayımında köyün nüfusunun 965 kişi olduğu tespit edilir. O dönemde Menemen nüfusunun yaklaşık 28 bin olduğu düşünülürse Seyrekköy'ün büyüklüğü daha iyi anlaşılacaktır. Hatta Helvacı ve Sasalı'dan sonra ilçemizin en büyük köyü durumunda olduğu görülür. Seyrekköy'ün yakın tarihine ve geçmişine dair önemli bilgileri yavaş yavaş çoğaltıyoruz. Bu bilgilere nasip olursa ileri de Seyrek ile ilgili bir kitap da yer vereceğimiz için buradan paylaşmıyorum. Ancak ufak da olsa bir anekdot paylaşmak istedim. Bu arada, Pazar günü Eski Koyundere’de Gazi Mahallesi Muhtarlığı tarafından tertip edilen “Koyun Baba Anma Etkinliği”ne konuşmacı olarak katılacağımı, siz değerli okuyucularımla paylaşmak isterim. İmkanı olan tüm vatandaşlarımızı bekler, iyi bir haftasonu dilerim. Görüşünceye değin esen kalın.
Menemen Tarihinide Bekliyoruz üstat