Değerli okurlar,
Gündem koronavirüs…
3 Nisan 2020 itibarıyla Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre toplam vaka sayısı 20 bini geçti. Can kaybımız ise 425’e yükseldi. Türkiye genel koronavirüs tablosuna baktığımızda ne yazık ki can kaybının artış içerisinde olduğunu görmekteyiz. Bilim Kurulu üyelerinin ifadelerinden anlaşılacağı üzere salgının belli bir tepe noktaya eriştikten sonra azalmaya ve nihayetinde yok olma düzeyine ineceği öngörülüyor. Umarız daha fazla can kaybı yaşanmaz ve millet olarak ve tüm insanlık alemi olarak bu illetten biran evvel kurtuluruz.
Bu virüs şu an gündem de olmasaydı muhtemelen Suriye’yi, İdlib’i, ekonomik sorunları, Kanal İstanbul’u konuşuyor olacaktık. 31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden tam 1 yıl geçti. Bu nedenle yerel yöneticileri ve performanslarını konuşuyor olacaktık. Yani konuşulacak çok şey olacaktı.
Yavuz DONAT bugün köşe yazısında dikkat çeken bir bilgi paylaşmış. DONAT şöyle diyor köşesinde; “Köksal TOPTAN’ın başkanı olduğu Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun yaptığı anketlerin gösterdiği üç kara delik:
- İhaleler
- Liyakat… Torpil… Kayırmacılık…
- İmar değişiklikleri
Korona… Üç kara deliğin üstünü örtüverdi… Ama geçici olarak…
Örtü… Er geç kalkacak” diyor.
Ne yazık ki toplumun en çok dert yandığı konulardan bahsetmiş yazar Yavuz DONAT. Korona elbet geçecek ve işte bu konular yeniden gündeme gelecek.
Bu salgın hastalık sonrasında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını tüm akil insanlar belirtiyor. Sağlık sektöründe, eğitimde, ulaşımda, alışverişte, bankacılıkta ve daha birçok sektörde köklü değişimler olacağı kesin…
Elbette bir değişim de siyasette olacak…
Belki bugün yeri ve zamanı değil ancak 31 Mart 2019 yerel seçimlerine ilişkin anketler, uzman görüşleri ve sokağın nabzı salgın sonrası muhakkak gündeme gelecek ve geçen 1 yılın muhasebesi halk tarafından da yapılacaktır.
Yeni partilerin kurulduğu ve birçok partinin ilçe kongresinin yapıldığı bir süreç sonrasında siyasette değişen dengeleri, belki üçüncü bir ittifak arayışını ve en önemlisi değişen siyasi konjonktürü hep birlikte görüp izleyeceğiz.
Milletin yetki verdiği yerel yöneticiler görev sürelerinin %20’sini tamamlamış durumdalar. İlk yıllarını geride bırakan yerel yöneticilerimiz muhakkak geçen sürecin muhasebesini yapacak ve nerelerde hata yaptıklarını, neyi eksik bıraktıklarını, ilk bir yılda neyi vaat edip yapıp-yapamadıklarına ve elbette bunların her birini dört dörtlük yapmış yerel yöneticilerimiz ise halktan aldığı olumlu mesajlar ile görevini en iyi şekilde yerine getirmenin haklı gururunu yaşayacaklardır.
İlk bir yılın karnesinin tartışılacağı ancak bugün önümüzde tüm insanlığı tehdit eden bir hastalık olduğu gerçeğinden hareketle bu konuyla ilgili köşe yazımı daha sonra yazmak üzere şimdilik sözlerime noktayı koyuyorum. Sizlere sağlıklı günler dilerken, zorunlu olmadıkça evimizden çıkmamamız gerektiği hususunu da bir kez daha hatırlatmayı zaruri görüyorum.
Evinizde kalkın, sağlıkla kalın.