MENEMEN'DE COVİD-19 TEDBİRLERİNE NE KADAR UYUYORUZ?
Merhabalar değerli okurlar,
Malumunuz ülke olarak 1 Haziran 2020 tarihi itibariyle normalleşmeye başladık. Hem de ne normalleşme ! Anormal sayılabilecek hızla normalleşmeye başladık. İşte bütün sorun da burada.
Mart ayında başlayan Covid-19 pandemisi nedeniyle uzun zamandan beri Menemen’e gelemiyordum. Hafta sonu kısıtlaması kalkınca bu hafta sonu kişisel tedbirimi alarak memleketime geldim.
Her ne kadar Aliağa’da görev yaptığım için orada ikamet etsem de, bir ihtiyacım hâsıl olduğunda bunu Menemen’den tedarik ederim. Ufak tefek şeyler dışında Menemen’den alış-veriş yapmak bana her daim iyi gelmiştir, bundan ayrı bir mutluluk duymuşumdur. Yıllarca Menemen’den aldığım şeyleri, Ankara’ya Balıkesir’e Şanlıurfa’ya ve görev yaptığım-yaşadığım yere götürmek suretiyle bundan ayrı bir mutluluk duymuşumdur. Memleketimden aldığım şeyleri orada yemek, aldığım kıyafetleri orada giymek benim için çok ayrı bir öneme sahipti. Halen de öyle. Belki de yıllarca gurbet de yaşamış olmanın getirdiği bir psikoloji de olsa gerek. Belki de yıllarca sıla hasreti çeken biri bu durumu anlayabilir. Zira sıla hasreti çektiğinizde anlıyorsunuz memleketinizin kıymetini. Her gün yürüdüğünüz yolda farkına bile varmadığınız şeyleri gurbette özlüyor, farkına varabiliyorsunuz. Uzun zamandan beri biriken bazı ihtiyaç kalemlerimi tedarik etmek amacıyla dün yine memleketimdeydim. Ancak üzülerek gördüğüm bir durumu hatırlatmak istedim.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi anormal ölçüde normalleştik. Hem de çok hızlı bir şekilde normalleştik. Bunun faturası yavaş yavaş belirmeye başladı. Vaka sayısı 900’lerden 2000’lere doğru yükselmeye devam ediyor. Muhtemelen önü alınmazsa vaka sayısı giderek daha da hızlı bir şekilde yükseliş gösterecek. Bu nedenle Menemen ile ilgili izlenimlerimi paylaşmak ve bu suretle de vatandaşlarımıza “tedbiri elden bırakmayalım” demeyi zaruri gördüm.
Dün Menemen’de birçok yerde gözlemde bulundum. İstasyon mevkiinden tutunda Sevgi Yolu’na değin ve hatta Lise yolu başta olmak üzere çeşitli mevkilerde gözlemlerde bulundum. Belirttiğim yerlerde sizlerde gözlemde bulunursanız aşağıda vereceğim rakamlarla birebir örtüştüğünü göreceksiniz.
Dün öğle saati sularında Lise Yolu üzerinde 200 civarında vatandaşımızı aldıkları tedbirler kapsamında araştırma amaçlı olarak gözlemledim. Gelip geçen bu 200 vatandaşımızın % 64’ü ne yazık ki maske takmıyordu. % 26’sı maske takıyor ama doğru bir şekilde takmıyordu. Maske sadece ağızları örtüyordu. Oysaki doğru kullanış şekli bu değildi. Sadece % 10’luk bir kısım vatandaşımız olması gerektiği şekliyle maskeyi doğru bir şekilde kullanıyordu.
Bu gözlemlerim diğer yerlerde de sürdü. Ortalama değer 3 aşağı 5 yukarı aynıydı. Yani vatandaşlarımızın %65’i maskesiz geziyor diyebiliriz. Yanlış takanlarla birlikte hesap edecek olursak vatandaşlarımızın % 90’ı tedbirsiz bir şekilde geziyor. Sadece İstasyon mevkiinde maske takanların oranı % 32 civarındaydı. Bu durum da yüksek ihtimalle İZBAN’dan inen yolcularımızla ilgili olsa gerek.
Sıcaklığın artmasıyla birlikte vatandaşlarımızın maske takmasının daha da güç hale geldiğini biliyor, yaşıyor, görüyoruz. Ancak tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Zira bu salgın henüz geçmiş değil. Lütfen maske takalım ve sosyal mesafeye dikkat edelim.
Bir sonraki yazı da görüşünceye değin esen kalın.