• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • MENEMEN
  • GÜNDEM
  • İZMİR
  • EKONOMİ
  • SPOR
  • SAĞLIK
  • TEKNOLOJİ
  • ALİAĞA FOÇA BERGAMA DİKİLİ ÇİĞLİ KARŞIYAKA SİZDEN GELENLER EĞİTİM KÜLTÜR-SANAT BELEDİYE
  • Ara
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Eşref Özdemir
  3. HAKLAR VE ÖZGÜRÜKLER
Yayınlanma: 05 Mart 2021 - 12:45

HAKLAR VE ÖZGÜRÜKLER

05 Mart 2021 - 12:45
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
HAKLAR VE ÖZGÜRÜKLER
Eşref Özdemir

HAKLAR VE ÖZGÜRÜKLER

55 yaşındayım. Siyasi bilince sahip olduğum yaştan itibaren Türkiye’de hükümetler “demokrasi paketleri”,  “insan hakları eylem planları” açıklayıp duruyorlar. Sağcısı, solcusu yok istisnasız tüm hükümetler yapıyor bunu. İroni olacak ama darbeciler bile böyle paketler, eylem planları açıkladı. Halkımıza çiçek sular gibi damlaya damlaya temel hak ve özgürlükleri verildi, demokrasiden faydalanması sağlandı. Sağolsunlar, ama işin özü böyle değil. Bu yazımda size kısaca işin özünü anlatacağım. 

“Hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez.”

“Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir.” 

“Herkesin anayasa ya da yasayla tanınmış temel haklarını çiğneyen eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yoluna başvurma hakkı vardır.” 

“Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz. Herkesin, hak ve yükümlülükleri belirlenirken ve kendisine bir suç yüklenirken, tam bir şekilde davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakça ve açık olarak görülmesini istemeye hakkı vardır.” 
Güzel değil mi? Bu güzel sözler 1948 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinden… Anlamlı, idealist ve romantik, kulağa hoş geliyor. Burada bir sorun yok, bunlar hepimizin kabul edeceği kurallar. İşte biz bu ve buna benzer hukuki kuralları “insan hakları” ile “temel hak ve özgürlükler” kavramı içerisinde ele alıyoruz. 

Şimdi 806 yıl geriye 1215 yılına gidelim. Bir ülke ve bir kral var, kral canının istediğini tutuklatıyor, idam ettiriyor, hapsediyor, canı istediğinde vergi koyuyor, istediği kişinin malına mülküne parasına el koyuyor, tam ali kıran baş kesen dediğimiz türden. Kralın adı Yurtsuz John, ülke ise İngiltere. Kralın despotluğu ve keyfiyeti öyle bir noktaya geliyor ki bırakın halkı artık soyluların bile dayanacak hali kalmıyor. Soylular kendi aralarında toplanıyor; yeter artık bu John’dan çektiğimiz, kralsa kral, onun krallığı bizim varlığımıza bağlı, biz yoksak o da yok, John’un kulağını bir çekelim diyorlar. Çağırıyorlar kral John’u, oturtuyorlar masaya; bak arkadaş tamam biz senin krallığını kabul ediyoruz ama bu senin bize zulmetmene yetki vermez, biz oturduk 63 tane kural yazdık, ya bu kuralların altını imzalar kabul edersin ya da seni krallıktan alırız diyorlar. John şaşırıyor, kem küm ediyor ama soylular vazgeçmiyor, diretiyor. John kendisini mutlu etmese de bu kuralların yazılı olduğu belgeyi imzalıyor. Ne mi yazıyor belgede? Özeti belgenin 39. maddesinde yer alıyor: 
 “Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal bir şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek, mal ve mülkünden yoksun bırakılmayacak, kanun dışı ilan edilmeyecek, sürgün edilmeyecek veya hangi şekilde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır.”

Kısaca hikayesini anlattığımız bu kurallar belgesinin adı; Magna Carta, Türkçesi Büyük Şart. Belgenin tarihteki ilk Anayasal belge olduğunu ve temel hak ve özgürlüklerinin kaynağı olduğu kabul edenler var. Magna Carta ile ilk kez hukukun kralın isteklerinden daha üstün olduğu açıkça ilan ediliyor ve özgür kişilere kanun önünde eşitlik, yargılanma ve mülkiyet hakkı bu belgeyle tanınıyor. Kral John’da attığı imzasıyla bu kurallara uyacağına söz veriyor. 

İnsan hakları mücadelesi zorlu tarihsel bir süreçtir. Magna Carta’dan itibaren geçen yüzyıllar içerisinde Habeas Corpus, Bill of Rigths, ABD Haklar Bildirgesi, Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi her biri retorik olarak da güçlü, içeriği temel insan hak ve özgürlükleri olan pek çok belgeye rastlıyoruz. Belgelerin hepsi sert mücadeleler, devrimler, savaşlardan alınan derslerden sonra yazılmış. Rahatlıkla mürekkebi insan kanıdır diyebiliriz. 

Belgelerin tek bir ortak amacı var; egemene yani devlete karşı güçsüz olanı yani bireyi korumak. Teoride birey güçsüzdür çünkü yasama yetkisi kurumsal olarak devletin bir tasarrufu olduğundan kuralları egemen olan devlet koyar. İşte bahsettiğimiz bu temel belgelerin ve Anayasaların en önemli işlevi kurala uyanı, kuralı koyanın sınırsız gücüne karşı korumaktır. Yine teoride devletin ceberrutlaşabileceği ve sahip olduğu yetkileri vatandaşına karşı kullanabileceği öngörülmüştür. Asırlarca süren mücadeleler sonunda, devletin vatandaşın yaşamına ne kadar müdahale edebileceğinin sınırları Anayasalar ve temel belgelerde çizilmiştir. Temel insan hak ve özgürlüklerine ilişkin alanlar “müdahalesiz” alanlardır.  

Rousseau’nun toplum sözleşmesi dediği şey tam da budur. Toplum sözleşmesinin muhatapları vatandaşlar değil, vatandaşlar ve devlettir. Rousseau’ya göre vatandaş devlete der ki; benim sadece insan olmamdan dolayı sahip olduğum; yaşama hakkı, yasalar önünde eşitlik, adil yargılanma hakkı, ifade özgürlüğü gibi bazı haklarım var … Bu haklara doğduğum anda sahip olurum. Ben devlet olarak seni kendi irademin üstünde bir irade olarak tanıyorum, egemenliğini ve koyduğun yasaları kabul ediyorum ama senden de bir isteğim var. Benim bu doğuştan sahip olduğum hak ve özgürlüklere müdahale etmeyeceksin, bırak müdahale etmeyi onu koruyacaksın da, seninle bunun pazarlığını dahi yapmam…

Evet, yıl 2021, Türkiye Cumhuriyetinin eşit ve özgür bir yurttaşı olarak; atalarımın egemenden bedel ödeyerek söke söke aldığı, pazarlığı dahi sözkonusu olmayan ve Anayasa ile teminat altına alınmış hak ve özgürlüklerimin bana yıllardır paketler ve eylem planları ile gıdım gıdım verilmesi bana biraz garip geliyor... 
 

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x
Mehmet Tanrıkut
4 yıl önce

Okunası yazı olmuş. Elinize sağlık. Teşekkürler.

Cevapla
Beğen (0)
Beğenme (0)
Erhan İpek
4 yıl önce

Sanırım üzerinde durulması gereken asıl sorun eksiklik ve kusurlarına rağmen mevcut anayasanın dahi gözardı edilmesi. Bu konuda hassas bir toplum oluşmadığı sürece anayasanın yenilenmesi neye yarar ki? Muhteşem bir yazı olmuş Eşref Bey. Kaleminize sağlık.

Cevapla
Beğen (0)
Beğenme (0)
Egehan Divina
4 yıl önce

Bizim olanı bize paketleyip veriyorlar oh ne güzel iş...

Cevapla
Beğen (0)
Beğenme (0)
Erhan İpek
4 yıl önce

Bana öyle geliyor ki eksikleri ve kusurları da olsa mevcut haklarımızın ve yasalarımızın hayatımıza yansıması hep birilerinin iki dudağınının arasında oluyor. Bu sorunu nasıl çözeceğiz? Muhteşem olmuş Eşref Bey. Kaleminize sağlık.

Cevapla
Beğen (0)
Beğenme (0)

Yazarın Diğer Yazıları

  • 13 MART - 13 Mart 2021
  • ABD'DE NELER OLUYOR? - 07 Ocak 2021
  • EKONOMİDE VE HUKUKTA REFORM - 18 Kasım 2020
  • GÜNDEMDEN: DAĞLIK KARABAĞ, PANDEMİ, EKONOMİ - 02 Ekim 2020
  • Lozan Anlaşmasını tartışmak kimseye fayda sağlamaz - 21 Eylül 2020
  • LİBYA İLE MUTABAKAT VE SONUÇLARI - 07 Temmuz 2020
  • ÇALIKUŞLARI - 07 Mayıs 2020
  • TARİHE TANIKLIK EDEREK YAŞAMAK - 10 Nisan 2020
  • CORONA'DAN SADECE EL YIKAYARAK MI KORUNACAĞIZ? - 19 Mart 2020
  • SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAYALIM - 13 Şubat 2020
  • DIŞ POLİTİKADA ETKİ VE İLGİ ALANLARI - 01 Şubat 2020
  • Kanal İstanbul, Jeopolitik ve Güvenlik - 28 Aralık 2019
  • MAZBATA - 28 Haziran 2019
  • GEREKÇELİ KARARA GEREKÇE LAZIM - 31 Mayıs 2019
  • 19 MAYIS'TA YANAN ATEŞ - 17 Mayıs 2019
  • GÜNDEMİMİZ YİNE SEÇİMLER - 10 Mayıs 2019
  • DEMOKRASİ TERCİH DEĞİL ZORUNLULUKTUR - 04 Mayıs 2019
  • TÜRKİYE İTTİFAKI - 27 Nisan 2019
  • İP İNCELDİĞİ YERDEN KOPTU - 22 Nisan 2019
  • DAHA ÇOK ÇİÇEK SATILAN BİR ÜLKE İSTİYORUZ - 16 Nisan 2019
  • 1
  • 2
Köşe Yazarları
MENEMEN NÜFUSU 200 BİN KİŞİYİ GEÇTİ
Mehmet Güleç
MENEMEN NÜFUSU 200 BİN KİŞİYİ GEÇTİ
Yine İzmir yine çeşmelerden su yerine çamur!
AYHAN EDEROĞLU
Yine İzmir yine çeşmelerden su yerine çamur!
Üniversite Menemen İlişkisi
FATİH KOÇ
Üniversite Menemen İlişkisi
Yemeğin Tuzu, İlacın Dozu, Hayatımızın Amacı Kaçmamalı
Nakiye Yücel
Yemeğin Tuzu, İlacın Dozu, Hayatımızın Amacı Kaçmamalı
Belki o zaman Türkiye kurtulur
Şehmus Ekinci
Belki o zaman Türkiye kurtulur
13 MART
Eşref Özdemir
13 MART
Bir tanıdığımın telefonuyla başladı her şey:
Bayhan Özkan
Bir tanıdığımın telefonuyla başladı her şey:
MENEMEN SAVAŞLARI
Merve AKSEL
MENEMEN SAVAŞLARI
Köşe Yazarı Olmak İstermisiniz ?
Köşe Yazarı Olmak İstermisiniz?
Köşe Yazarı Olmak İstermisiniz ?
KAFALARDAKİ SORU İŞARETLERİ KALKSIN
Hakan Paloğlu
KAFALARDAKİ SORU İŞARETLERİ KALKSIN
Tehlikeli Kadın mı ? Evet Olabiliriz Aslında..
MERVE ALTAR
Tehlikeli Kadın mı ? Evet Olabiliriz Aslında..
Ana Sayfa
MENEMEN
GÜNDEM
İZMİR
EKONOMİ
SPOR
SAĞLIK
TEKNOLOJİ
ALİAĞA
FOÇA
BERGAMA
DİKİLİ
ÇİĞLİ
KARŞIYAKA
SİZDEN GELENLER
EĞİTİM
KÜLTÜR-SANAT
BELEDİYE
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Hava Durumu
  • BALÇOVA
  • FOÇA
  • İZMİR
  • KARŞIYAKA
  • KÜLTÜR-SANAT
  • MENEMEN
  • SAĞLIK
  • SPOR
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Hava Durumu
Google Play
ücretsiz indirin
App Store
ücretsiz indirin
sanalbasin.com üyesidir

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı Menemen Haber'e aittir..
Kesinlikle kaynak LİNK göstermeden kullanılamaz. EGE HABER

Yazılım: Tumeva Bilişim

İzmir Gazetesi