GÜNDEMDEN: DAĞLIK KARABAĞ, PANDEMİ, EKONOMİ
Gündemdeki ilk konu Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan Dağlık Karabağ krizi. Aslında yaklaşık 30 yıldır sıcak olan bu sorun önce Ermenistan’ın daha sonra ise Azerbaycan’ın yaptığı askeri hamlelerle bir anda tüm gündemi kapladı. Basit olarak tanımlayalım: Ermenistan Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ’ı işgal etmiştir. Sadece Dağlık Karabağ değil Dağlık Karabağı çevreleyen rayon verilen 7 bölge de Ermeni işgali altındadır. İşgal fiili sürmektedir. Bu durum BM kararlarıyla da tespit edilmiştir. İşgalin kaldırılması Azerbaycan’ın milli hedefidir. Azerbaycan’ın fırsatını bulduğu anda harekete geçeceği zaten bilinmekteydi. Bugün itibarıyla nispi güç dengesini lehine çeviren Azerbaycan işgal altındaki topraklarını yeniden elde etmek için askeri harekat başlatmıştır. Harekat Ermenistan’ın saldırılarına karşılık olarak başlatıldığı için uluslararası hukuktaki kuvvet kullanma yasağının ihlali olarak değerlendirilemez. Azerbaycan’ın müdahalesi meşrudur. Bize düşen Azerbaycan’ı bu haklı davasında desteklemektir.
****
Pandemi sürecinde hergün yaptığı açıklamalarla popülaritesi artan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca günlük yayınlanan turkuaz tablonun güvenilirliği konusunda sıkıntıya düştü. Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere pek çok muhalif kesimin tabloda açıklanan verilerin doğru olmadığına dair açıklamaları ve itirazlarını üstü kapalı da olsa kabul eden Bakanın gerekçesi ise “devletin çıkarları bunu gerektiriyor” şeklinde oldu. Açıklama beni ikna etmedi. Şimdi sayın Bakanın kamuoyuna halk sağlığı ile devletin çıkarlarının nasıl çeliştiğinin izahını yapması gerekmektedir. Üzerinde çok tartışılacak bir konu daha gündemde yerini aldı.
****
Biz her ne kadar dış politika ve pandemi ile ilgili yazsak da vatandaşın öncelikli gündemi ekonomi. Vatandaş için önümüzdeki kışın zor geçeceği görünüyor. Pandemi sürecinin de körüklediği ekonomideki olumsuz gelişmelerle nasıl başedileceğine ilişkin hükümetin orta vadeli planı Ekonomi Bakanı Berat Albayrak tarafından kamuoyuna açıklandı. Ancak planın piyasalarda istenilen olumlu etkiyi yaratamadığını altın ve döviz kurlarında aynı gün yaşanan “tarihi zirvelerden” anladık. Tek bir çözüm var; hızlıca yapısal reformlara gitmek. Yapısal reform, devletin daha verimli çalışabilmesi maksadıyla ekonomik şoklara karşı daha dayanıklı hale getirilebilmesi ve her yönüyle yeniden yapılandırılmasıdır. Türkiye’nin vakit geçirmeden siyasal, sosyal ve ekonomik tedbirler alarak yapısal bir reform sürecine girmesi kaçınılmazdır. Nedir bu reformlar dediğimizde başlıklar halinde aşağıdaki listeyi tartışabiliriz;
- İktidar ve muhalefetin üzerinde uzlaştığı yeni bir Anayasa’nın kabulü
- Kuvvetler ayrılığının yeniden tesisi
- Seçimle gelen seçimle gider anlayışının hakim kılınması
- Seçim ve siyasal partiler sisteminin düzenlenmesi, temsilde adaletin sağlanması
- Yerel yönetimler üzerindeki merkezi yönetimin vesayetinin kaldırılması
- Temel ve hak ve özgürlüklerini engelleyici tüm tutum ve davranışların engellenmesi
- Dış politika sorunlarının siyasi kriz seviyesine gelmeden diplomatik yollarla halledilmesi
- AB ile ilişkilerin canlandırılıp geliştirilmesi, müzakere sürecine yeniden dönülmesi
- Eğitim sisteminin resmi ideoloji etkisinden arındırılarak teknoloji ağırlıklı yapıya dönüştürülmesi
- Yargının hızlandırılması, siyasal etkilerden bağımsız bir adalet sisteminin kurulması
- Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulunun siyasal etkiden arındırılması
- Kamuda savurganlığın ve israfın önlenmesi
- Kamu ihalelerinde şeffaflığın sağlanması
- Büyümenin ithalâta bağımlı yapıdan kurtarılması ve cari açığın düşürülmesi
- Üretimin ithalâta dayalı yapısının yerli girdilere yöneltilmesi
- İç tasarrufların arttırılması için tedbirler alınması
- Vergi sisteminin dolaysız vergilere ağırlık veren bir yapıya dönüştürülmesi
- Bütçe gelirlerinin dönemsel etkilerden mümkün olduğunca arındırılması
- Ekonomide kayıt dışılığı önlemesi
- Enerji faturasının azaltılması için gerekli tasarruf önlemlerinin alınması
- Sosyal güvenlik ve sağlık reformu, devlet personel yasasının gözden geçirilmesi
- Merkez Bankası ve diğer piyasa düzenleyici kurumların bağımsız hale getirilmesi
- TÜİK’e bağımsız bir statü verilmesi, ekonomik verilerin güvenilirliğinin sağlanması
- Bütçe dışı, denetimden uzak, müdahalesi kolay yapılandırmaların (fon vb.) kaldırılması
- Sayıştay’ın yeniden etkili çalışmasının sağlanması, bütçenin Meclis denetimine açılması
Eşref Bey, çözüm önerileriniz pek güzel, fakat muktedirler bunları bilmediğinden değil, niyetleri başka olduğu için uygulamıyor malesef.. Yapısal reformları yapabilmek için, önce başka şeyleri(!) halletmek gerekiyor yani..
Bu kadar çok ve bu kadar zor gündemi olan bir ülkede yaşayanlara Allah kolaylık versin.)) Zevkle okudum Eşref Bey. Kaleminize sağlık.
Tebrikler kardeşim ????????????
Ekonomi Bakanı başta olmak üzere Sağlık Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Tarım Bakanı son dönemde sıkıntılı açıklamalar yapıyorlar. Kabinede dışarıya da yansıyan bir yıpranma var. 2023 e kadar böyle gitmesi zor. Yakın bir tarihte Bakan değişiklikleri olabilir.
Tebrikler Eşref bey, güzel bir analiz olmuş.
Ekonomi bölümünü beğendim
Liste güzel ama uygulaması en az 3-4 yıl sürer o da bu hükümetle değil...
Tebrikler. Yerinde tespitleriniz ve kısa ve net teklifleriniz için.
Sen de çok şey istemişsin be usta