Çağrı Radyo'nun Sahibi Radyocu Ulvi Tanrıverdi bey, köşe yazımızdan rahatsız olmuş, ok'un ucundan Menemen Belediyesi'ni bir süreliğine çıkartarak bizi koymuş. Cevabını bildiği halde demiş ki; fotoğraf makinasını sana hangi haberi yapmadın diye aldılar. Arkasından hiç durmamış yaptığımız işi küçümsemiş daha önce yaptıkları gibi.
Tek tek cevap vermek istemiyorum aslında.
Ulvi Tanrıverdi, kimdir diye başlık atarsam içini dolduramam. Ulvi Tanrıverdi'yi ne kadar tanıyorum diye düşündüğümde, Çağrı Radyo'da yaptığı radyoculuktan tanıyorum o kadar. Radyosuna saygım var.
Gazeteciliğine gelince, şahsen iyi bir gazeteci olduğunu düşünmüyorum. Çünkü hedefine kilitlenmiş aslan gibi tek tip haber yapıyor. Sadece Belediyeye ve Serdar Aksoy’a kitlenerek haber yapmak mı şimdi GAZETECİLİK ? Demek ki her yiğidin bir yoğurt yiyişi var. Kendi bileceği iş.
Bana ithafen köşe yazısı yazdığı esnada, kendisiyle telefonda konuşuyorduk ve sordu; Senin gazetenin ne yasallığı var dedi ve ekledi yok hükmündesiniz dedi. Bende yine telefonda sordum; peki gazete açmak için ne gerekli Ulvi bey diye cevap veremedi. Vergi kaydımız alınmış, savcılıktan başvurusu yapılmış izinleri çıkmış, ne olmasını istiyorsunuz?
Karakılçık Buğdayı ile yaptığımız habere de atıfta bulunmuşsunuz. Ekmek üretilmiş rafta yerini almış fotoğrafını da çekmişim. Kimse haberi yap demedi, komşu görmüş matador ekmek fırının da karakılçık buğdayından üretilen ekmek satılıyormuş. Gittim çektim ve eski haberlerimi tekrar okudum. Tunç Soyer’in söylemlerine bakarak haberin kalıbını oluşturdum. Dilek Aksoy hanımefendiyi de arayarak üretilmiş olan ekmek ile ilgili de bilgi alarak haberimi yazdım.
Oruçlu olunca kafam dalgınlaşmış ve iftara kısa süre kala haberi bitirmek amaçlı ekmek üretildiyse Menemen Belediyesinin ektiği buğdaydandır diye düşünerek yazmışım.
Ee ne var bunda ? buğday ekilmedi mi? toplanmayacak mı? satın aldıkları buğday yerine kendi buğdaylarını kullanmayacaklar mı? ama kitlenmişsiniz hedefinize. Herkesin hedefi farklı. Ben nasıl kendimi geliştirebilirimin peşinde koşuyorum başka şeylerin değil...
Kalp kırmayı sevmeyen ve insanların üzüntülerinden hoşnut olmayan bir kişiliğe sahibim. Bu yüzden de sormuşsunuz ya Ulvi bey, muhtarların haberini neden yapmadın diye, sizin de haberinizi yapmadım. Neden haberimi yapmıyorsun, 104 TL’ye kiraladığım Kubilay Kültür Merkezi’ndeki yeri neden herkes yazdı sen yazmıyorsun diye hiç atıfta bulunmadınız. Ben eski Belediye Başkanı döneminde elime telefon alıyor, titreşim modunda facebook tan sallaya sallaya canlı yayınlar yapıyorum ve rakamı tam bilmiyorum neredeyse 7.000 TL ile 8.000 TL paralar alıyorum bunu neden yazmıyorsun internet gazetecisi Ayhan diye sormadınız. Sizi darp ettiler, duydum karakolun oraya geldim olayı öğrendim ve döndüm gittim hiç sormadınız neden haber yapmadın diye Ulvi bey.
Bunları sormadınız ama ben söyleyeyim. Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un odasına gazetecileri kabul ettiği gün, gündem pazarcılardı ve bizde orada soru sormak için bulunuyorduk. Fakat her zaman olduğu gibi siz bize fırsat vermeden olayı kişiselleştirdiniz ve hiç konuşma fırsatı bulamıyormuşçasına, çölde susuz kalmışta su görmüşçesine kendinizi anlatmaya başladınız. Ortam gerildi ve sizin kiralama belgeleriniz geldi. İstersek haber yapabileceğimiz söylendi ve sizde onayladınız. O zaman dahi size dönüp dedim ki ‘rızan var mı ağabey’ çünkü hasta olduğunuzu biliyordum ve gerginlik yaşayarak üzülmenizi istemedim. Netice itibariyle yine haber yapmadım. Niye yapıp yapmadığım beni ilgilendirir kimseyi değil. Muhtarların haberini de yapmak istemedim ve yine bu durum beni ilgilendirir sizi değil.
Gazeteciliğinizi o gün sizde yapsaydınız, muhtarlar toplantısında orada olsaydınız!
Hani köşe yazınızda rezil etmeye çalışmışsınız ya! Fotoğraf makinasını kim aldı? Neden alındı? diye…
Benim sicilim ter temizdir siz merak etmeyin.
Ofisime geldiğinizde sohbet ederken yine samimi bir şekilde bunu size açıkladım. Yaşlılıktan olsa gerek unuttunuz sanırım Ulvi bey..
Olsun yine anlatırım ben sıkılmam!..
Muhtarların toplantısı olduğu gün görüntü almamızı istemeyen belediye çalışanları bizi dışarı çıkartmak istedi. Kalabalıktı tabi itiş, kakış derken fotoğraf makinam zarar gördü. Netice itibariyle de bana fotoğraf makinası aldılar. Ee şimdi bu normal ve yaşanası bir durum değil mi? Eğer hala haberi yapmamam da takılı kaldıysanız yukarıda sizin haberlerinizi neden yapmayı tercih etmediysem aynı sebepten yani muhtarların rencide olacağını düşündüğüm için yapmadım. Kimseye de hesap vermek zorunda değilim. Size hiç değilim. Önce siz bana ücretli haber yaptığınız dönemlerde Menemen Belediyesini eleştirdiğiniz bir haberi gösterin. Kaldı ki ben hiç bir zaman ücret karşılığı haber yapmadım.
Yanlış anlaşılmasın hizmet veriyorsanız, bunun karşılığını tabiki alacaksınız, ona hiçbir şey demem. Ama bir fotoğraf makinasını bahane ederek beni rezil etmeye çalışmanız yakışık alır mı? Ayrıca benim hakkımda bu şekilde ithamlarda bulunmanıza asla müsaade etmem.
Yine hatırlar mısınız bilmem, 31 Mart yerel seçimleri esnasında mail ile gönderilen haberi yayınlamışız diye facebook’ta yayınlayan gazeteleri linç etmeye çalışmıştınız. Sizi aradım, " ağabey aynı haberi girmişiz ne var bunda da rezil etmeye çalışıyorsun. Büyüğümsün uyarsaydın böyle olmaz deseydin" dedim. Ben yazdığımın arkasındayım diyerek aklınız sıra yine büyüklük tasladınız.
O gün de nefsiniz aklınıza hakimdi.
Sizi bulamadıkları için bir davetiye bırakıldı bana. Size getirdiğimde yine aklınız sıra yukardan bakışlarla ‘sana niye veriyorlar’ diyerek nefsinizi kabarttınız da kabarttınız Maşallah.
Bu günde telefonla konuşurken "Emlak şirketimin adıyla yazmada istediğini yaz ağabey" dedim, gittiniz başlık attınız.
-Ulvi Tanrıverdi- Meclis ile ilgili Muhtarlarla yapılan Toplantının görüntülerini izlemek istediğimde; haberin biz gazeteciler için namusumuz, şerefimiz olduğunu o nedenle satılamayacağını söylemiştim.
Yukarıda yazdığınız yanlış! Siz o gün başka bir gazetecinin Belediye Başkanına manşet sattığından bahsederek şerefsiz dediniz. Yani bana telkinde bulunmadınız. Zaten bana telkinlerde lütfen bulunmayın zira kabarık nefislerinizle başa çıkmaz zor.
Yani demem o ki.
Siz, sizden başkası olsun istemiyorsunuz!
Ama her zaman sizin istediğiniz olmaz ki. Ne Belediye de işe girmişliğim var, ne anam, babam, dayım, halam çalışıyor yıllardır orada.
Küçük küçüklüğünü biliyor da ah şu büyükler de bir büyüklüklerini bilse. Hani geçen yazımda yazmıştım ya sanıyorlar diye. Sanıyorsunuz…
Ayrıca kalp kırmayı çok seviyorsunuz.
Kırık kalplerin hikayesi kısa olur. " Ne oldu" derler. "Hiç" dersin biter.. Kalplerin mimarı Allahtır.
Ulvi Tanrıverdi ve ekibi yani akrabaları Tahir Şahin döneminde belediye onlara çalışıyordu haramzadeler.
Bak güzel kardeşim; yaşım itibariyle senin ağabeyin yaşında belki de baban yaşındayım. Bu yazına tesadüfen denk geldim ve birkaç kez okudum. Sanırım tüm haberleri sen yapıyorsun fotoğrafdan anımsadım seni. Sürekli seni görüyorum. 1. Menemen standartlarında iyi gidiyorsun ama eksiksin beni yanlış anlama şundan dolayı söylüyorum Menemen'de çok daha fazla haber kaynağı var. Belki tek oluşundan kaynaklıdır bilemiyorum ama başta da söylediğim gibi bu işi iyi yapıyorsun ama daha fazla üretken olmalı haber sayını yükseltmeli röportajlarını arttırmalısın. Yaşam haberlerini arttır, insanlara dokun, dinle hayatlarını çözümle ve sanatını icra et habere dönüştür. Aslında habercilik/ gazetecilik herkesin gönlünde yatar. Yaşım genç olsaydı sana mutlaka yardım eder kameranı tutar mikrofonunu tutar fotoğraflarını düzenler bir şekilde yanında olurdum. Seninle tanışmaya mutlaka geleceğim. Son olarak köşe yazil
radyoda sizi eleştirmiş yine yüksekten bakmayı pek severler solcu zatı muhteremler
onun her tarafı solcu olsa ne olur belediyeyi yedi bitirdiler yıllarca şimdi kalkıp konuşuyor bakmayın yanındakilere yakinen bilirim zevmez kimse onu
ben olsam cevap vermezdim o adam anlamaz uzatırdauzatır