18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104'üncü yıldönümü dolayısıyla öğrenciler tarafından hazırlanan ve gerçeği aratmayan duygu dolu Çanakkale konulu tiyatro gösterileri ile Menemen’de anma töreni düzenlendi.
Şehit Hakan Gülşen Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından bugün Menemen Kubilay Kültür Merkezinde düzenlenen programa, Menemen Kaymakamı Mustafa Özkaynak, Garnizon Komutanı Topçu Albay İbrahim Ethem Çağcı, Belediye Başkanı Tahir Şahin, Cumhuriyet Başsavcısı Uğur Gündoğdu, kamu kurumlarının daire amirleri, siyasi partilerin temsilcileri, meslek odaları ve sivil toplum temsilcileri, oda başkanları, gaziler, şehit aileleri ve muhtarlar katıldı.
Şehit Hakan Gülşen Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Hakan Aras günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, “Sayın Kaymakamım, Sayın Garnizon Komutanım, Sayın Belediye Başkanım, Sayın Cumhuriyet Başsavcım, protokolün değerli üyeleri ve saygıdeğer Menemenliler: Şanlı tarihimizin kahramanlık destanlarından biri de Çanakkale Destanıdır. Şairin de dediği gibi, Bedrin Aslanlarının kükrediği yerdir Çanakkale. Çanakkale, bebeğine isim vermeden yuvasından ayrılan, tüfeğine yar, mezarına bahar diyenlerin, tarihe kahramanlık kelimesini altın harflerle yazdığı yerdir. Çanakkale, Seddülbahir’de direniş, Conkbayırı’nda taarruz, Gelibolu’nun en izbe derelerinde korku, zirvelerinde asalettir.
Çanakkale inançtır. Çanakkale cesarettir. Çanakkale Türk’ün imkansızı dünyaya haykırdığı
yerdir. Vatan dediğimiz bu toprak, diyeti ağır ödenmiş bir topraktır. Vatan demek, şu anda üzerine bastığımız kara toprak değildir. Sınırları haritalara çizilmiş, her gün gördüğünüz coğrafya parçası da değildir. Coğrafya parçası başka bir şeydir, vatan başka bir şey. Toprak kanla yoğrulmuşsa, bedeli canla ödenmişse, artık adı vatandır. Bizden önce canını feda eden kahramanlar, o coğrafya parçasını vatan yaptılar. Şairin de dediği gibi, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Türk milleti, yüzyıllar boyunca hiçbir zaman, hiçbir şeyden korkmadan hürriyeti uğruna, namusu şerefi uğruna, vatan dedikleri topraklar uğruna; hak için, Allah için, şahadet mertebesine ermek için, kılıca bedenini kalkan, kurşuna sinesini engel, gülleye göğsünü siper ederek canını vermekten, kanını dökmekten korkmamıştır.
Nice acılar görmüş, nice canlar toprakla kucaklaşmış, nice ruhlar şehitlik mertebesine
erişmiştir. Acının, zulmün, zorluğun, cefanın, feryadın-figanın olduğu yerde mutluluğun, rahatın, huzurun, yaşamanın tadına varmak zordur. Bütün bunlar, bir toprak parçasını vatan yapmanın bedeli, milletçe hür ve mutlu olmanın bedelidir. Bu bedeli veren başta ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi minnetle yâd ediyoruz. 104 yıl önce, 100 binlerce vatan evladı, bu vatanın bedelini ödemek üzere Çanakkale’ye çağrıldı. Genç yaşlı demeden, bu topraklar uğruna gözlerini kırpmadan koşan bu vatan evlatlarının döktüğü kan, bu coğrafyayı vatan kıldı. 18 Mart 1915’te olduğu gibi 15 Temmuz 2016’da da, hainlerin emelleri, yüce milletimizin vatanseverliği ve kahramanlığı sayesinde ayaklar altına alınmıştır. Milletçe hür ve mutlu olmanın bedeli olarak 248 vatan evladı şahadet mertebesine erişmiştir.
Ülkemizi bölmek, parçalamak isteyen, milletimin huzuruna göz diken hainler; Hangi maskeyi takarsanız takın, artık hainliğinizi gizleyemiyorsunuz. Bir elinizde yıldırım, diğer elinizde tufan taşısanız, denizleri taşırıp üzerimize akıtsanız, güneşi yaklaştırıp dünyayı kavursanız dahi, şehitlerimizden aldığımız kuvvetle karşınızda daima bizi bulacaksınız. Her zaman olduğu gibi kanımızla boğulacak, ateşimizle yanacaksınız. Konuşmama Hüseyin Nihal ATSIZ’ın bir dörtlüğüyle son vermek istiyorum.
‘’Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından
Koşar adım gitmeli onların arkasından.
Kahramanlık; içerek acı ölüm tasından
İleriye atılmak ve sonra dönmemektir.”
Evet… 104 yıl önce yüz binlerce vatan evladı acı ölüm tasından içerek ileriye atıldı ve bir daha dönmedi. Bizler bu vatanın evlatlarına minnettarız. Kahramanlar, bu kutlu günde, aziz hatıralarınızı yad etmek üzere huzurunuzdayız. Rahat uyuyunuz. Emanetiniz, en değerli varlığımızdır. Bu vatanın evlatları sizleri asla unutmayacaktır. Ruhunuz şad olsun” dedi.
Daha sonra öğretmenlerin ve öğrencilerin düzenlemiş olduğu slaytlar ve tiyatro gösterisinde duygu yüklü anlar yaşandı. Gerçeği aratmayan tiyatro gösterisi hayranlıkla izlenerek büyük ilgi gördü. Anıları ve gerçek kesitleri konu alan gösteride, izleciler şanlı tarihimizi ve yaşanan acı günleri yaşıyormuşçasına izledi. Tiyatronun sona ermesinin ardından konuklar öğrencileri tebrik ederek fotoğraf çektirdi.
Şehit Hakan Gülşen Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından bugün Menemen Kubilay Kültür Merkezinde düzenlenen programa, Menemen Kaymakamı Mustafa Özkaynak, Garnizon Komutanı Topçu Albay İbrahim Ethem Çağcı, Belediye Başkanı Tahir Şahin, Cumhuriyet Başsavcısı Uğur Gündoğdu, kamu kurumlarının daire amirleri, siyasi partilerin temsilcileri, meslek odaları ve sivil toplum temsilcileri, oda başkanları, gaziler, şehit aileleri ve muhtarlar katıldı.
Şehit Hakan Gülşen Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Hakan Aras günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, “Sayın Kaymakamım, Sayın Garnizon Komutanım, Sayın Belediye Başkanım, Sayın Cumhuriyet Başsavcım, protokolün değerli üyeleri ve saygıdeğer Menemenliler: Şanlı tarihimizin kahramanlık destanlarından biri de Çanakkale Destanıdır. Şairin de dediği gibi, Bedrin Aslanlarının kükrediği yerdir Çanakkale. Çanakkale, bebeğine isim vermeden yuvasından ayrılan, tüfeğine yar, mezarına bahar diyenlerin, tarihe kahramanlık kelimesini altın harflerle yazdığı yerdir. Çanakkale, Seddülbahir’de direniş, Conkbayırı’nda taarruz, Gelibolu’nun en izbe derelerinde korku, zirvelerinde asalettir.
Çanakkale inançtır. Çanakkale cesarettir. Çanakkale Türk’ün imkansızı dünyaya haykırdığı
yerdir. Vatan dediğimiz bu toprak, diyeti ağır ödenmiş bir topraktır. Vatan demek, şu anda üzerine bastığımız kara toprak değildir. Sınırları haritalara çizilmiş, her gün gördüğünüz coğrafya parçası da değildir. Coğrafya parçası başka bir şeydir, vatan başka bir şey. Toprak kanla yoğrulmuşsa, bedeli canla ödenmişse, artık adı vatandır. Bizden önce canını feda eden kahramanlar, o coğrafya parçasını vatan yaptılar. Şairin de dediği gibi, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Türk milleti, yüzyıllar boyunca hiçbir zaman, hiçbir şeyden korkmadan hürriyeti uğruna, namusu şerefi uğruna, vatan dedikleri topraklar uğruna; hak için, Allah için, şahadet mertebesine ermek için, kılıca bedenini kalkan, kurşuna sinesini engel, gülleye göğsünü siper ederek canını vermekten, kanını dökmekten korkmamıştır.
Nice acılar görmüş, nice canlar toprakla kucaklaşmış, nice ruhlar şehitlik mertebesine
erişmiştir. Acının, zulmün, zorluğun, cefanın, feryadın-figanın olduğu yerde mutluluğun, rahatın, huzurun, yaşamanın tadına varmak zordur. Bütün bunlar, bir toprak parçasını vatan yapmanın bedeli, milletçe hür ve mutlu olmanın bedelidir. Bu bedeli veren başta ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi minnetle yâd ediyoruz. 104 yıl önce, 100 binlerce vatan evladı, bu vatanın bedelini ödemek üzere Çanakkale’ye çağrıldı. Genç yaşlı demeden, bu topraklar uğruna gözlerini kırpmadan koşan bu vatan evlatlarının döktüğü kan, bu coğrafyayı vatan kıldı. 18 Mart 1915’te olduğu gibi 15 Temmuz 2016’da da, hainlerin emelleri, yüce milletimizin vatanseverliği ve kahramanlığı sayesinde ayaklar altına alınmıştır. Milletçe hür ve mutlu olmanın bedeli olarak 248 vatan evladı şahadet mertebesine erişmiştir.
Ülkemizi bölmek, parçalamak isteyen, milletimin huzuruna göz diken hainler; Hangi maskeyi takarsanız takın, artık hainliğinizi gizleyemiyorsunuz. Bir elinizde yıldırım, diğer elinizde tufan taşısanız, denizleri taşırıp üzerimize akıtsanız, güneşi yaklaştırıp dünyayı kavursanız dahi, şehitlerimizden aldığımız kuvvetle karşınızda daima bizi bulacaksınız. Her zaman olduğu gibi kanımızla boğulacak, ateşimizle yanacaksınız. Konuşmama Hüseyin Nihal ATSIZ’ın bir dörtlüğüyle son vermek istiyorum.
‘’Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından
Koşar adım gitmeli onların arkasından.
Kahramanlık; içerek acı ölüm tasından
İleriye atılmak ve sonra dönmemektir.”
Evet… 104 yıl önce yüz binlerce vatan evladı acı ölüm tasından içerek ileriye atıldı ve bir daha dönmedi. Bizler bu vatanın evlatlarına minnettarız. Kahramanlar, bu kutlu günde, aziz hatıralarınızı yad etmek üzere huzurunuzdayız. Rahat uyuyunuz. Emanetiniz, en değerli varlığımızdır. Bu vatanın evlatları sizleri asla unutmayacaktır. Ruhunuz şad olsun” dedi.
Daha sonra öğretmenlerin ve öğrencilerin düzenlemiş olduğu slaytlar ve tiyatro gösterisinde duygu yüklü anlar yaşandı. Gerçeği aratmayan tiyatro gösterisi hayranlıkla izlenerek büyük ilgi gördü. Anıları ve gerçek kesitleri konu alan gösteride, izleciler şanlı tarihimizi ve yaşanan acı günleri yaşıyormuşçasına izledi. Tiyatronun sona ermesinin ardından konuklar öğrencileri tebrik ederek fotoğraf çektirdi.
Okulların düzenledikleri etkinliklerden hiç haberdar olamıyoruz halbuki torunumun izlemesini istiyorum