Yaz aylarında sıklıkla başvurduğumuz klimalar hakkında alınan yeni bir uyarı, hepimizi şaşırttı. Adana'dan Kocaeli'ne kadar birçok ilimizde evlerimizin vazgeçilmezi olan bu cihazlar, beklenmedik bir tehlike arz edebilir. Uzmanlar, klimaların yol açabileceği risklere karşı uyanık olmamız gerektiğini ve potansiyel olarak dünyamız için ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtiyorlar.
Yaz aylarının vazgeçilmezi klimaların kullanımı, enerji tüketimini artırırken, çevresel etkileri de beraberinde getiriyor. Uzmanlar, bu soruna karşı binalarda doğru yalıtımın önemine dikkat çekiyor. Yalıtım, hem klima kullanımını azaltabilir hem de enerji maliyetlerini düşürebilir. Belediyelerin denetimi ve inşaat kalitesinin artırılması ile gelecek dönemlerde bu sorunun üstesinden gelinmesi mümkün görünüyor. Merkezi sistem klimaların tekli klimalara göre daha az hidroflorokarbon saldığı bilinse de, ekonomik maliyetleri ülkemiz için hafife alınacak düzeyde değil. Bu nedenle, enerji verimliliği ve çevre dostu çözümler arasında yalıtım, en etkili yöntem olarak öne çıkıyor. Sıcak şehirlerde klima kullanımını azaltmanın zorluklarına değinen Zaimoğlu, "Bunun önüne geçebilmenin en önemli yollarından birisi binalardaki yalıtım. Doğru bir yalıtım sistemi ile binalarda daha az klima kullanımı söz konusu olabilir. Bu da gerekli inşaat kalitesi sağlanarak ve belediyelerin kontrolleri söz konusu olarak önümüzdeki dönemlerde yapılabilir gibi görünüyor. Merkezi sistem klimalar da tabi ki tekli klimalara göre çok daha az hidroflorokarbon salabiliyorlar. Ancak bunların da ekonomik maliyetinin ülkemiz açısından çok da ucuz olmadığını söyleyebiliriz. Sonuç olarak çözüm yalıtım olarak görünüyor." şeklinde konuştu.
Artan Klima İhtiyacı
Adana'daki evlerde yaygın olarak bulunan en az iki adet klima ile ilgili olarak, Çukurova Üniversitesi'nden Prof. Dr. Zeynep Zaimoğlu, 2050 yılına kadar soğutma sistemleri için enerji tüketiminin mevcut seviyelerin üç katına çıkacağını belirtti. Profesör, "Küresel ısınma ile birlikte ne yazık ki 1,5 derecelik sıcaklık artışı bize beraberinde soğutma için enerji ve klima kullanımını getiriyor," ifadelerini kullandı.Enerji Tüketiminde Büyük Sıçrama
Yaz mevsiminin gelmesi ve sıcaklıkların artmasıyla klima kullanımındaki artış gözle görülür bir şekilde enerji tüketimini yükseltiyor. Adana'da her evde en az iki klima bulunması, 2050 yılına kadar soğutma sistemlerinin enerji tüketiminin günümüzle kıyaslandığında üç kat artacağı öngörüsünü doğuruyor.Enerji Tüketiminin Denetimi Şart
Prof. Dr. Zeynep Zaimoğlu'nun belirttiğine göre, 2050 yılına gelindiğinde soğutma amaçlı enerji tüketiminin günümüzün üç katına ulaşması öngörülüyor. "Enerji kullanımını denetim altına almak oldukça güç bir durum," diyor ve Avrupa Birliği'nde bu meydan okumaya karşı önlemler alındığını ekliyor. Fransa'da, örneğin, kamu binalarında iç sıcaklık 26 dereceyi aştığında klima kullanımına izin veriliyor. Benzer politikalar diğer ülkelerde de uygulanmaya başlandı, zira klima kullanımının çevresel ve iklim üzerindeki olumsuz etkileri göz ardı edilemez.Klimaların Küresel Isınma Üzerindeki Etkisi
Zaimoğlu, Türkiye'de klimalar için gereken enerjinin büyük bir kısmının termik santrallerden sağlandığına ve bunun küresel ısınmayı tetiklediğine işaret ediyor. "Ülkemizde kullandığımız klimalar için oluşturulan enerji ne yazık ki büyük oranda termik santrallerden karşılanıyor. Santrallerden karşılanan bu enerji elbette ki küresel ısınmaya ciddi etken hale geliyor. Dolayısıyla klima kullanımının iki farklı olumsuz etkisi söz konusu. Birincisi, kullanılan enerjinin termik santrallerden gelmesi ve bu yolla salınan karbondioksit ve eşdeğeri gazların zararları. İkincisi de klimalarda kullanılan hidroflorokarbon dediğimiz gazın ne yazık ki iklim değişikliğine etkin bir biçimdeki negatif etkisi. Biz karbondioksit ve eşdeğeri gazların salınımlarını azaltmaya çalışırken, yüksek sıcaklıklarda kullanılan klimalar ile birlikte çok daha zararlı hale getirmiş oluyoruz." ifadelerini kullandı. Yalıtım, Klima Kullanımını Azaltmanın Anahtarı OlabilirYaz aylarının vazgeçilmezi klimaların kullanımı, enerji tüketimini artırırken, çevresel etkileri de beraberinde getiriyor. Uzmanlar, bu soruna karşı binalarda doğru yalıtımın önemine dikkat çekiyor. Yalıtım, hem klima kullanımını azaltabilir hem de enerji maliyetlerini düşürebilir. Belediyelerin denetimi ve inşaat kalitesinin artırılması ile gelecek dönemlerde bu sorunun üstesinden gelinmesi mümkün görünüyor. Merkezi sistem klimaların tekli klimalara göre daha az hidroflorokarbon saldığı bilinse de, ekonomik maliyetleri ülkemiz için hafife alınacak düzeyde değil. Bu nedenle, enerji verimliliği ve çevre dostu çözümler arasında yalıtım, en etkili yöntem olarak öne çıkıyor. Sıcak şehirlerde klima kullanımını azaltmanın zorluklarına değinen Zaimoğlu, "Bunun önüne geçebilmenin en önemli yollarından birisi binalardaki yalıtım. Doğru bir yalıtım sistemi ile binalarda daha az klima kullanımı söz konusu olabilir. Bu da gerekli inşaat kalitesi sağlanarak ve belediyelerin kontrolleri söz konusu olarak önümüzdeki dönemlerde yapılabilir gibi görünüyor. Merkezi sistem klimalar da tabi ki tekli klimalara göre çok daha az hidroflorokarbon salabiliyorlar. Ancak bunların da ekonomik maliyetinin ülkemiz açısından çok da ucuz olmadığını söyleyebiliriz. Sonuç olarak çözüm yalıtım olarak görünüyor." şeklinde konuştu.