Tırnak estetiği uygulamalarının artması, sağlık açısından çeşitli tehlikelere işaret etmektedir. Sağlık Bakanlığı onayı olmayan ve ev koşullarında yapılan kalıcı oje işlemlerine dikkat çeken uzmanlar, bu tür uygulamaların hijyen standartlarına uygun olmadığı durumlarda tırnak mantarı riskini artırabileceği uyarısında bulunmaktadır. Hijyen standartlarına uymayan koşullarda gerçekleşen kalıcı oje işlemleri, tırnaklara cila sürülmesi ve ardından UV ışığı uygulanmasıyla gerçekleşmektedir. Ancak uzmanlara göre, bu işlemin sürekli olarak tekrarlanması, cilt kanseri riskini artırabilir. UV ışığına maruz kalmak, potansiyel olarak cilt kanseri riskini yükseltebilir. Bu nedenle, bu tür uygulamalara ara vermek, güneşten koruyucu krem kullanmak veya uygulama sırasında eldiven giymek önerilmektedir.
Ayrıca, akrilik ve jel protez tırnak uygulamalarında kullanılan kimyasalların, uzun vadede sağlık sorunlarına neden olabileceği vurgulanmaktadır. Özellikle UV lambalarıyla kurutulan jel protez tırnak uygulamalarının, cilt kanseri riskini artırabileceği belirtilmektedir. Akrilik protez tırnak uygulamalarında ise akrilik tozlarının kullanılmasıyla akrilat alerjisi riski ortaya çıkabilir. Akrilat alerjisi, özellikle akrilik tırnaklar, jel tırnaklar ve kalıcı oje gibi tırnak işlemleri sonrasında ortaya çıkabilen bir durumdur. Bu alerji, ellerde, parmak uçlarında, tırnak çevresinde ve el bileklerinde kızarıklık, kaşıntı, şişlik, soyulma, kabuklanma gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu reaksiyonlar, işlemi gerçekleştiren estetisyenlerde ve işlem yaptıran kişilerde de görülebilir. Evde uygulama ise bu riski daha da artırabilir.
Uzmanlar, bu tür tırnak uygulamalarının sıkça kullanılan akrilatlara bağlı olarak alerji gelişimine neden olabileceği konusunda uyarıda bulunmaktadır. Ayrıca, alerjiye bağlı olarak ortaya çıkan belirtilerin sadece ellerde değil, göz kapağı, yüz, boyun, karın derisi gibi beklenmeyen bölgelerde de görülebileceği ve nadiren ürtiker veya nefes darlığına yol açabileceği vurgulanmaktadır. Tırnak teknisyenlerinin bu kimyasallarla sürekli olarak temas etmeleri nedeniyle semptomların daha belirgin olabileceği ifade edilmektedir. Bu nedenle, tırnak estetiği uygulamaları öncesinde, kullanılan malzemeler ve olası riskler hakkında detaylı bilgi almak önemli bir adım olabilir.

Ayrıca, akrilik ve jel protez tırnak uygulamalarında kullanılan kimyasalların, uzun vadede sağlık sorunlarına neden olabileceği vurgulanmaktadır. Özellikle UV lambalarıyla kurutulan jel protez tırnak uygulamalarının, cilt kanseri riskini artırabileceği belirtilmektedir. Akrilik protez tırnak uygulamalarında ise akrilik tozlarının kullanılmasıyla akrilat alerjisi riski ortaya çıkabilir. Akrilat alerjisi, özellikle akrilik tırnaklar, jel tırnaklar ve kalıcı oje gibi tırnak işlemleri sonrasında ortaya çıkabilen bir durumdur. Bu alerji, ellerde, parmak uçlarında, tırnak çevresinde ve el bileklerinde kızarıklık, kaşıntı, şişlik, soyulma, kabuklanma gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu reaksiyonlar, işlemi gerçekleştiren estetisyenlerde ve işlem yaptıran kişilerde de görülebilir. Evde uygulama ise bu riski daha da artırabilir.

Uzmanlar, bu tür tırnak uygulamalarının sıkça kullanılan akrilatlara bağlı olarak alerji gelişimine neden olabileceği konusunda uyarıda bulunmaktadır. Ayrıca, alerjiye bağlı olarak ortaya çıkan belirtilerin sadece ellerde değil, göz kapağı, yüz, boyun, karın derisi gibi beklenmeyen bölgelerde de görülebileceği ve nadiren ürtiker veya nefes darlığına yol açabileceği vurgulanmaktadır. Tırnak teknisyenlerinin bu kimyasallarla sürekli olarak temas etmeleri nedeniyle semptomların daha belirgin olabileceği ifade edilmektedir. Bu nedenle, tırnak estetiği uygulamaları öncesinde, kullanılan malzemeler ve olası riskler hakkında detaylı bilgi almak önemli bir adım olabilir.