İSİM VERMEDEN TAHİR ŞAHİN’İ ELEŞTİRDİ
31 Mart seçimleri sonrasında psikolojik üstünlüğün Millet İttifakına geçtiğini ifade eden Aksoy, “31 Mart yerel seçimleri sonrasında tüm Türkiye gördü ki artık yenilmezlik diye bir şey yok, psikolojik üstünklük Millet İttifakına geçti. Seçimlerde Cumhur İttifakı’nın yenilebileceğini hepimiz gördük. Hemen arkasından rezil bir kararla İstanbul seçimleri iptal edildi ve belediye başkanımız tekrar seçildi. Fakat bu burada bitmedi, seçilmiş belediye başkanlarına iş yaptırmamak için, iftira atmak için her türlü yol denenmeye devam etti. Her gün yandaş medyada bizi itibarsızlaştırmak hareketi var. Üzülerek görüyorum ki bu harekete pirim sağlayanar da var. İktidara bu kadar yaklaşmışken, iktidar avucumuzun içindeyken, belediye başkanalrımız üzerinden CHP’ye yapılan psikolojik savaşı bertaraf etmemiz gerekiyor. Bu nedenle de Beleidye Başkanlarımıza destek olmak durumundayız, bunu il yönetimi, ilçe yönetimi yapacak. Belediye Başkanı kendine yönelik her salvoya cevap vermeye kalkarsa işte o zaman görürsünüz ki başkan değil parti geriler. Rol kapmak, kendi egonuz için partiyi heba etmeyin. Şimdi soruyorum: ‘15 yıldır bu salonda kaç tane ilçe başkanı adayı çıktı? Belediye başkanı tutup getirdi bu benim başkanımdır dedi ve kimsenin sesi çıkmadı. Bugün ise 3 arkadaşım da aday. Kimse o aday arkadaşlarımın üzerinden belediye başkanını vurmaya, egosunu tatmin etmeye kalkmasın. Çünkü ben 3 arkadaşımla da beraber yürüdüm. Turan Erdoğan ile 3 yıldır beraber yürüyorum. Mustafa Çoban, benim komutanım, renkli bir sima. Ömer Güney ile biz beraber el ele yürüdük ve seçim kazandık. Bu 3 isme de CHP’nin ihtiyacı var” diye konuştu.
‘İHANETİ GÖRDÜK’
Hiç kimsenin CHP’nin üzerinde olmadığüını ifade eden Sandal, “ Ben ilçe başkanımız Serdar Değirmenci'nin de olduğu toplantılarda konuştum ortaklaşalım, ağabey formülü olsun dedim ama bunların hiçbiri aday olan yoldaşlarım açısından onaylanmadı. Seçilen ilçe başkanı belediye başkanının, belediye başkanı da ilçe başkanının arkasında duracak. Her 3 arkadaşım da benim dostumdur, benim yoldaşımdır, gerisi de laftır. Herhangi bir arakadaşımın diplomasına atıfta bulunmak, işinden dolayı sen nerdeydin diye sormak doğru değil. Her 3 arkadaşımı da sosyal medyadan hedef almak sen nerdeydin demek yanlış. 31 Martta hepimiz buradaydık ve beraber kazandık. 31 Mart öncesi biz ihaneti gördük ihaneti. Hiçbir ilde ilçede yaşanmamış şebekeyi gördük. İlçe yönetimi, kadın kolları, gençlik kolları istifa etti. O olmazsa olmaz dediler. Bir ismin üzerinde durup kendilerini CHP’nin üzerinde sandılar. Ama hiç kimse CHP’nin üstünde değil. O nedenle ben 2 dönem ile kendimi sınırlandırdım ve o bayrağı bir arkadaşımla paylaşacağımı söyledim. Ama hepsini 31 Mart akşamı hep birlikte gömdük. Menemen’de biz bu ihaneti ilk kez görmedik, aday gösterilmeyince farklı siyasi partilere kaçanları çok gördük çok. Önceki ihanetleri de son ihaneti de unutmayın. O yüzden diyorum ki ben 2 dönem sonunda o bayrağı devredeceğim” dedi.
‘SİZE DERT OLSUN’ Seni seviyorum Menemen sözleri ile salona seslenmeye devam eden Aksoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “31 Mart öncesinde de sonrasında da Tunç Başkanımın da dediği gibi Aşkla İzmir, Menemen Seni Seviyorum. Bizim dilimiz sevgi, aşk dildir. Biz toplumun tüm kesimlerine hitap etmek zorundayız. Bırakın kendi içimizde parçalanmayı, bırakın dedikoduları. Burada sandık var sandık, biz omuz omuza mücadele ile pastayı büyütmeliyiz. Ne Karaburun’a ne Tunç Soyer’e ne bana hakaret etmekle olmuyor. Bu pastayı büyütmemiz gerekli, halkımızdan oy almanın yolu ne? Çözüm üreteceğiz çözüm, kendi içimizde çatışmayacağız, topluma dokunacağız. Menemen seçimlerinde nerede az oy aldık? Yerler belli aday arkadaşlarımıza söylüyorum oraya beraber gidelim beni de çağırın. Orada da sevgi dilini kullanalım sevgi. Seydi Rıza’nın sözleri ile seslenmek istiyorum: ‘Ben sizin yalanlarınız ile baş edemedim ama ben de sizin yalanlarınız yanında boynumu bükmedim bu da size dert olsun’Burada arkadaşlarımız beyaz, mavi ve sarı liste ile yarışacak ama onlardan ricam buradan çıkarken kırmızı beyaz altıoklu bayrakla çıkalım ve kimse üzülmesin, zafer narası da atmasın. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi, Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk, Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye.”